Okuduğum ilk Peyami Safa eseri.
Matmazel Noraliya' nın Koltuğu bir psiko-analiz romanı...
Günümüz kitaplarından sonra böylesine uzun cümleler, ayrıntılı tasvirler kitabı bitiriş zamanınızı uzatabilir:) Uzun derken öyle böyle değil, yarım sayfayı bulabiliyor cümleler:) Tasvirler öyle güçlü, öyle ayrıntılı ki okuduklarınız zihninizde kolaylıkla resmediliyor. Örneğin, yüz felci geçirmiş komşu kadınla sohbetini öyle bir aktarışı var ki kadın ete kemiğe bürünüp karşınızda beliriyor sanki.
“…Fakat yüzünün felç geçiren tarafındaki göz, yabancı bir ruha aitmiş gibi tarafsızlığını muhafaza ediyor ve yanı başındaki gözün içinde kopan kıyametlerden habersiz ve dalgın duruyor. Rahmetlinin pencereyi açtıktan sonra mandalı sürmeyi unutması üzerine, arkasını döner dönmez kopan şangırtının hatırası bu iki göze başka başka vuruyor. Felç geçiren yanağın üstündeki göz geçmiş zamana dürbünün tersinden bakıyormuş gibi soğuk, öteki göz geçmişi hal içinde seyrediyormuş ve içine sıçrayacak cam parçalarından korunmak istiyormuş gibi çırpınıyor; ve kadın kendisini bu tek gözün içine sığdırarak bağırıyor…..”
Romanda pek çok ifadeyi dönüp tekrar tekrar okudum. Delilik ile aptallığın kıyası, aşkın tarifini oldukça etkileyici bulduğumu söylemeliyim.
Dediğim gibi cümleler öylesine uzun ve birbirine öylesine bağlı ki altı çizili satırlarımı buraya yazamıyorum:)
Ben keyifle okudum fakat daha şık, daha net bir son beklediğimi, beklediğimi bulamadığımı da belirteyim...
2 yorum:
Ben de hiç Peyami Safa okumadım.
Kitap sever bir Türk evladı olarak ne büyük bir kayıp.
Almalı, okumalı...
Sevgiler,
Benden Geçen Hikayeler
Kesinlikle okumalı, tadı damağımda kalan kitaplardan biridir:)
Sevgiler...
Yorum Gönder